Türk Futbolunun Özeti: Sakaryaspor
Aslında her şey hiç de iyi başlamamıştı. Hiç de umut yoktu bu yolculuğun başında. Yaz döneminde bol bol transfer peşinde koşan şehrin taraftarı ağzı açık ”ulan bu sene açık ara şampiyonuz!” derken takımın yöneticileri ”Bu takım bu ligin çok üstünde” rahatlığıyla poz veriyordu. Her sene olduğu gibi tek mevzu transfer, hem de üst liglerden maliyeti yüksek transferlerdi.
Basın da boş durmuyor, ”çilek” isteriz diye takım elbiselileri sıvazlıyordu. Yine altyapı sorunu, kulübün elde etmesi gereken kalıcı gelirler, ciddi sponsorluk anlaşmaları tozlu raflarda bütün önemsizliğini koruyordu.
Takım kötü mü gitti? Çaresi hazır! Git Ahmet, gel İsmail. Hele bir de karşılık alındı mı, değmeyin keyfimize. Seri galibiyetler, liderlik: Aman Allahım! Galiba oldu bu iş! Ama esas acı soru: Sakaryaspor çıksa ne olur? Süper Lig’e yükselse ne olur? Ama o liglerde gelir daha fazla! Evet fazla, sırf siz daha pahalı transferler yapın, bu takımı biz kurduk deyip şehrin kucağına bıraktıktan altı ay sonra ortadan kaybolun diye fazla! Önümüzdeki sezonun maliyet tablosu, transfer tahtası kimin umrunda?
Adam cakasını bir kere sattı mı kafi. Bir daha 5-6 yıl sonra kurtarıcı rolüyle geri gelecek nasılsa!
Peşinen söyleyelim, bu kafa yapısıyla bu takım en geç on yıl içinde kaybolma noktasına geri döner. Bu süre zarfında birkaç yıl Süper Lig’de kalma başarısını gösterse dahi! Bunlar bizi aldatmasın. Eğer gövden sağlam değilse eninde sonunda karaya oturacaksın! Kendi altyapısını kendi havuzu haline getiremeyen, alt liglerdeki kaliteli oyuncuları düşük maliyetle elde edemeyen takımın nefesi Mart ayazında tıkanır. Her sene olduğu gibi. Bir de bunu kendi plansızlığıyla yapmışken suçu diğer kurumlara, belediyelere, milletvekillerine atar!
Önce sen bağımsız ol, Sakaryaspor ol. Dilenme. Yola çıkarken bunu göze alarak çık! Poz vermek için transfer yapma! O adamların maaşını hazirana kadar verebilecek misin onu hesapla!
Ama bir şehrin yöneticileri o şehrin beklentilerini yansıttığı için bu kader bu şehre müstehak. Biz ne zaman transfer sohbeti yerine altyapı konuşmaya başlar, ne zaman başkalarını suçlamak yerine kalıcı gelirler için çabalarsak o zaman bu yazının kapsamı dışına çıkarız. Ama kolay mı, değil! Çünkü Türkiye böyle! Bu ülkenin spor trendi tüketmek, para harcamak, lükse gitmek üzerine kurulu. Peki bunun karşılığında uluslararası başarısı ne durumda?
Sporu yönetenler cebinde sadece parası olanlar olduğu müddetçe işimiz zor.
Sakaryaspor şampiyon olsa da yılları boşa geçiyor. Boşuna yaşlanıyor o kadar.
