SANTRA Spor basını..

featured

SANTRA

Spor basını..

40 yıldır spor basının içindeyim, herkesi tanırım, spor basınını daha iyi..

Yeni jenerasyondan Utku Kaynar’ı beğeniyorum.. Süleyman Doğru’yu beğeniyorum.. Mesut Çayır’ı beğeniyorum.. Erdem Yıldırım’ı beğeniyorum.. Erhan Kaytanbay’ı beğeniyorum.. Şenol Çivicik’i beğeniyorum..

Şenol Çivicik spor basınının parlayan yıldızıydı, 10 Ocak çalışan gazeteciler gününü coşkuyla kutladığımız şu günlerde Yenihaber gazetesi işine son vermiş, çok üzüldüm..

Daha iki gün önce “10 Ocak söndü” başlıklı yazımda “Eriyoruz” derken anlatmaya çalıştığım buydu..

Bu şehir yıldız sevmiyor..

Bu şehir böyle.. Bu şehirde boş çuval maalesef dik duruyor..

Fizik kurallarına aykırı ama böyle..

Bu şehir çok çalışanı değil, boş konuşanı seviyor..

Spor basınında Erhan Kaytanbay’ı beğendiğimi yazdım ancak geçenlerde polisiye bir haberde imzasını görünce “polis muhabiri mi spor muhabiri mi?” kafam karıştı..

Bu arkadaş tanıdığım kadarıyla çok çalışkan ama aynı zamanda biraz alıngan.. Sporla ilgili köşe yazılarını beğenirim ancak yorumlara bile cevap yetiştirmesi hoş değil, dost tavsiyesi..

Bu kez yorumlara takılıyor, çok az yazıyor..

Bende yıllar içinde çok eleştirildim ama hiçbirine cevap vermedim, hep yazdım..

Tatangalar koro halinde “Dereli şaşırma kalemini kırdırma” diye tezahürat yaptı, 90’lı yıllardan bu yana şahsıma yapılan tehditlerin haddi hesabı yok, sıkıntı yok..

Hakaret yoksa eleştiri olsun, kötü söz sahibine aittir..

Mesela.. Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’u hayretle takip ediyorum.. Kendisini eleştirenlerin kim olduğunu araştırıyormuş..

Oysa araştırması gereken başarısızlığı!.

Ne yapsın 4 yıldır seninle şampiyonluk görmeyen Fenerbahçe taraftarı?

Haksız mı?

Daha önce defalarca yazdım..

Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün bile eleştirildiği Türkiye’de ben kimim?

Olsa olsa karıncayım..

Sakarya’da spora su taşımaya devam edeceğim, ya yangını söndürmek için, ya da kana kana içmek için..

Hasan Gökdemir’le ayrı gazetelerde spor müdürüyken derdim, “Spor müdürü fotoğraf çekmez, çektirir”

Uzun yıllar Yeni Sakarya’da görev yaptığımız genel yayın yönetmeni Zeki Aydıntepe “Sen neden fotoğraf çekmiyorsun” derdi..

Hiç unutmam, bu soruya net cevabım şu olmuştu; “Ben fotoğraf çekeceksem foto muhabirlerim ne iş yapacak?”

Kaldı ki o zaman bizde foto muhabiri olarak Necdet Dursun, Ömer Sarıca, Sezgin Ergin, Süleyman Doğru vardı, Temel Yürek tribünden (yandan) çekerdi..

Necdet Dursun maçtan bölümler çekerdi, al tam sayfa yayınla, şırıl şırıl..

Necdet Dursun’un makinesi güzeldi, 200 bin TL falan..

Temel Yürek “Golü yakaladım” derdi ama görüntü net değil, makinesi zayıf, mesafesi uzak..

Severdi uçanı kaçanı yakalamayı!.

Süleyman Doğru spor müdürü olunca fotoğraf çekmeyi bir süre sonra bıraktı, benim spora bu bakış açım mirasım oldu yoksa Necdet Dursun’un çektiği güzel fotoğraflar arşivde kalacak, yazık olacaktı..

Hüseyin Cumalı’nın da makinesi güzeldi.. Yeni Sakarya’da çalışırken birgün idmana gitmiş, çektiği 300’e yakın fotoğrafı sene içinde spor servisi olarak göğsümüzü gere gere okuyucularımızla paylaşmıştık..

Bu foto muhabiri arkadaşlarımızın yanısıra spor basınında Hamit Aydın, Ali Fikri Aşık, Abdullah Can, Sinan Kolcu gibi efsane isimler sadece işini yaptıkları için çok başarılıydı, her işi yaptığı için değil..

Herşeyi yani her işi yapan karıştırır..

Futbol hocası, aynı zamanda gazeteci Mustafa Özbey’in gazeteciyken hocalıkta yapması ve Kocaali Sahilspor’da kuralları karıştırması gibi..

SANTRA HARİCİ

Her seçiş

Bir vazgeçiştir

 

 

 

 

 

 

Giriş Yap

Sakaryaspor ve Sakarya Amatör Futbol Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!