Salı Sofrası
Bolu öncesi neler oldu?
Bu konuda tatilde olduğum için çok net bilgiler bende yok. Sosyal medyada ve gazetelerde dolaşan haberlere bile sizden daha uzağım. Ama ilgili olanların söylemlerine kulak kabartır bu konuda bilgi hazneme müracaat ederim. Örneğin transferde atılan adımlara bakınca, yeni yapılaşmanın seçenekli oyunculardan oluştuğunu düşünebilirim. Teknik sorumlu Taner taşkınında bu konuda söyledikleri, gecen yıldan kalan eksikleri onarmak adına, her mevkiye aynı ayar iki oyuncudan oluşturmayı düşündüklerini , bunun içinde yeşil siyah transfer politikasının ibrelerini buraya çevirdiklerini açıklanasıda benim düşündüklerimi testeler niteliğinde olduğunu görüyorum. Sakaryasporu yönetenler, transfer ayında gecen yıldan kalma eksikleri bu sezon onarmak adına adımlar attığını belirterek , isterseniz ikinci etap Bolu çalışmalarından gelecek haberlere kulak kabartalım. Siz Sakaryasporla ilgili daha geniş haberlere ulaşmak istiyorsanız Cavit Dereliyi ve Bizim Sakarya’yı izlemeye, okumaya gayret edin. Ha bu arada Salı Sofrasını da takibe devam edin. Bu sofranın üstündeki lezzeti başka yayın organlarında göremezsiniz.
HERKES ARDA GÜLERİ KONUŞUYOR
Bizde bize göre asrın transferi karşısında bir şeyler yazacağız tatbiki. Bu rüya gibi transfer Nasıl konuşulmasın ki , gencecik, pırıl ,pırıl bir Türk Genci dünya markası bir takıma gitti. Giderken Türk futbolunun, giderken ,bu yaşanan transferin içindeki gerçekleri de bizlere miras bıraktı. Bu işe bu gün gelinen noktadan bakmamak gerek. Ankarada kale arkası top toplayıcılığında önce Gençlerbirliği alt yapısına ,oradan 16 yaşında Fenerbahçe’ye uzanan Arda gerçeğin Si ,18 yaş eşliğinde Real madrid transferi öncesini iyi okumak gerek. Ben Arda Gülerin Türkiye’yi ve Avrupa’yı sarsan transferinde, Fenerbahçe’ye çok önemli bir pay uzatmak isterim. Sarı Lacivertliler son yıllarda şampiyon olmasalar bile buldukları değerleri iyi paralarla satarak hem Fenerbahçe’ye, hem de çöken Türk ekonomisinde bir parça olsun pay uzattığını düşünüyorum. Fenerbahçe bu uğurda Türkiye’nin şampiyonu olmuştur. Arda Gibilerini bulursanız ,onun kadar ol masada ,ona yakın Türk gençlerini, içerde dışarıda iyi takip eder keşfederseniz , bu gençlere Pazar bulabilirseniz ,bu yoldan batık Türk ekonomisine ,batık kulüp düşüncenizin ayaklanmasına katkı verebilirsiniz. Ardanın gidişi, imza anında sergilenen real Madrid tutumu, Ardadan beklentileri yükseltmiştir. Düşünülen oki Arda Güler kendine uzatılan 24 numaralı Real formasıyla, ünlü Modricin velihattı olarak kralın takımının kapısından içeri girmiştir. Ardanıın bu yükselen değerinde kulüp olarak Fenerbahçe’ye ,teknik adam olarak ,Jesusada değilde Milli takım teknik sorumlusuna pay uzatırsam kimse alınganlık göstermesin. Hatırlayın son iki maçta Kuntz Ardayı nasıl ve ne zaman sahaya sürdü. Özellikle galler maçında ,rakip takımın direncinin azaldığı an larda klit çözebilecek yetenekteki Ardanın sahaya salınması, o gün attığı harika jeneriklere geçecek güzellikteki gol, hem barcelonanın ,hemde Real madridin transfer iştahına katkı yaptığını inkar edebiliriyiz.? Sonuçta sarı lacivert renk körlüğü olan namı değer Fenerbahçeli İsmet Gökdemir’in yakıştırması gibi Arda Güler Fenerbahçe ayarında bir takıma gitmiştir( Sanırım Gökdemir İsmet ironi yapmıştır) . Siz katılmışınız bilmem ama Fenerbahce Türkiyenin,Real Madrid,futbolun konuşulduğu alanlarda Avrupa ve Dünya markası bir takımdır. Ardanın böyle bir takıma gitmesi yetişmekte olan genç nesil Türk gençlerinin de idolü olmuştur. Arda meselesini İsmet Gödemire yanıtla noktalayalım. Bu bir rüya gibi bir transferdir buna sözüm yok ,ancak Real Madrid isterse her oyuncu yürüyerek değil koşarak gider. Tıb kı Arda Güler transferinde olduğu gibi.
FİKRET ŞENİN GERİDE BIRAKTIKLARI
O Sakarya’da iş hayatı olan ,o Sakaryasporda yöneticilik ve de başkanlık yapan ,Bolulu Başkan olarak bilinen, Yeşil Siyah bir renk olarak aramızdan ayrıldı. Sakarya’nın iş hayatında ve de sporun Sakaryaspor yüzünde yer alan, saygılı hayata gülen yüzüyle bakan soy ismi gibi Şen bir kişilikti. Onun Sakaryasporla yaşadığı yılların bir çoğunu bilen bir kişi olarak ,onunla yaşanmışlıkların içinde önemli bir yer kaplayan bir anıyla Fikret Şeni yad etmek istiyorum. 1980 Yılında Sakaryaspordaki Başkanlık yılının daha ilk ayağında bu gün efsane başkan diye anılan Tuncer tepe ile , Sakaryasporun geleceği ile ilgili olarak ayrı düştüğü yönetim kurulu toplantısı ,dün gibi gözlerimin önünde. O Toplantıda Fikret Şenin ileriye dönük transfer politikasında o günlerde Beykoz’da yıldızı parlayan Günay gibi ,Edirne’de yükselişe gecen adı sıkça duyulan Zafer gibi gençlerden oluşan geleceğe dönük Sakaryaspor yüzüne ,Sakaryasporu hemen birinci lige çıkarma hırsı olan Tuncer tepenin itirazı ile geri tepmişti. Bu Tepe çıkışı sonrası Fikret şen ben b u projede yokum diyerek görevinden istifa etmişti. Bilinen gerçek Fikret Şenden başkanlığı devralan Tuncer tepe, Nejdet Niş önderliğinde çoğu Fenerbahce kökenli oyunculardan oluşan kurulan dev kadro ile Sakaryasporu o gün ki adı Birinci lig olan Süper lige taşıyana başkan olarak tarihe geçtiğine tanık olduk. Ne diyelim hayat bir bir verdiklerini geriye alıyor. Fikret başkanında gitme vakti geldi ve Şen duruşuyla Bolulu olmasına karşın çok iyi bir Sakaryalı iş adamı olarak anılarak ,sakaryasporada hizmet eli dokunan bir başkan olarak aramızdan ayrıldı. Ruhun şad olsun Bolulu Şen Başkan. Seni tanımak benim spor yüklü yüreğimin artı değer güzelliği oldu. Son sözlerim Fikret Şen yaşadığı dönem içinde Sakarya’da iyi bir iş adamı,iyi bir insan ,İyi Bir Sakaryaspor seveni olarak ,İnsana spora dokunan eli ile ,Sakaryasporda görev yaptığı dönemlerde ,Boluspordan çok Sakaryaspor sevdasına sarılıp, Yeşil Siyah başkan olarak tarihte yerini alarak ebediyete gitti.
BAYAN VOLEYBOLUNU SEVEMEDİK GİTTİ
Ömer Bektaş, Sakarya voleybolunu birinci ligde temsil eden Voleybol Spor kulübünün Başkanı olarak, Voleybol takımını birinci ligden çekip ,devamı için ikinci ligi tercih ettiklerini, Saklı bahçede bir kahvaltı eşliğinde Yazılı ve görsel basınla paylaştı. Paylaşmadığı ise Birinci lig ünvanlının ne karşılığını da elden gittiydi. Burası küçük yer o açıklamadı ama, Kızların alın teri emekleri Birinci lig vizyonu bir meblağ karşılığı Eskişehir’e gittiği hemen kahvaltılı sohbet sonrası Sakarya turuna çıktı. Gelin biz yine kahvaltılı Bektaş açıklamasına doğru yol alalım. Yıllardır file üstünde kendini bu ile sevdirmeyen çalışan Sakarya Bayan Voleybol takımının bundan sonraki geleceği için , Kahvaltıda az konuşan, asıl söyleyeceklerini ,basına yazılı açıklama ile bildiren adreslerine postalayan Ömer Bektaş ,kulüp olarak Voleybolde birinci ligin giderlerini karşılamalarının mümkün olmadığını ,bunun için eldeki birikimin içinde yer alan, gelecek vaat eden voleybolcularla yeni bir düşüncenin, yeni bir projenin peşin e takıldıklarına vurgu yaptı. Onu söyledi bunu söyledi , ayrıntılara takılmadan ben başka bir şey diyeceğim, bu şehrin muhafazakar kimliği Bayan Voleybolunu bir türlü benimseyemedi. Bu kızlar eldeki kısıtlı imkanlar eşliğinde, file üstünde boylarından büyük işler yapsatlarda , emeklerinin karşılığını bu şehirden ,bu şehirde kazanıp bu şehirde harcayanlardan ,siyasilerden bir türlü alamadılar vesselam. Oysa Sakarya voleybolunun ,gezdiği yerlerde olmak isteyen o kadar çok il varki, sormayın gitsin. Şehrin ismini File üstünde gezdiren, dolaştıran Sakarya Voleybolu umarım gerçek manada değerini bulur. Sakarya yı Hetnbolde ,Bisiklette ileriye taşıyan ,buna birde Basketbolu de satın alarak katan Büyükşehir eli ,Sakarya kadın Voleybol takımına da uzansaydı ,dünyanın sonumu gelir?
EMRECAN GİBİ NELERİ VAR ( YETERKİ ARAŞTIRIN;TAKİP BEDİN )
Emrecan Bulut, Somada gösterdiği hissedilir çıkış sonrası Beşiktaş’a imza attı. Beşiktaş’a transferini Peri Masalı gibi sözlerle ifade etmeye çalışan ,Bir ara fabrika işçiliğinde yapan Soma formasıyla 15 lig ve birde kupa gol olan Emre Can Bulut gibi niceleri var bu futbol topraklarında . Yeterki siz iyi takip edin, yeter ki siz arayın ,bakın bakalım oradan daha ne Emrecanlar çıkacak. Giderken takımına beş milyon lirada kazandıran bu genç umarım kendince peri masalı gibi dediği bu transfer hikayesini iyi değerlendirir, iyi futboluyla taçlandırır. Futbol bazen hayallerin merkezi olur. Somadan Beşiktaşa transfer olan Emrecan Bulutun futbolda yirmili yaşlarda yakaladığı çıkış altında umarız ezilmez.
ENGİN ATAMAN TARİH YAZDI ( EFESTEN, PANATHİNAKOSA UZANAN YOLCULUK)
Engin Ataman son yıllarda Efes takımı ile beraber Pota altında hem Türkiye’de ,hem Avrupa’da önemli işlere imza attı. Bu uğurda Efesinde yıldızı parlarken Engin Atamanda, bu uğurda teknik adam olarak önemli artıları, basketbol çantasına koymanın semeresinin karşılığını gördü. Basketbolde tarihte bir ilk gerçekleşti, Engin Ataman Efesten ,Yunanistan’ın Basketbol denince ilk akla gelen Ünlü Takımı Panathinakosa uzanana yeni bir pota altı macerası içine basketbol topunu çantasına koyarak Yunanistan’ın yolunu tuttu. Tutucu Yunan basını bu transfer karşısında tek bir olumsuz yazı yazmadan ,bir yerde Atamanın Yunanistan’a taşınan Basketbol aklına el verdi. Ataman Efesle Avrupa’da yakaladığı başarılı çıkışı umarız Yunanistan’da Panatinaikos’la yakalar. Yunan takımının Basketbolda Avrupa kulvarında da hatırı sayılır bir yerde olması ,Basket bole yatırım konusunda pota altı coşkusunun olması, Engin Atamanın gideceği hedefte işini kolaylaştıracağını düşünüyor ve bu uğurda Ataman ve ekipine başarılar diliyoruz. Boşuna dememişler spor kardeşliktir, spor dostluktur. Baksanıza tarihte bir ilk yaşanıyor, bir Türk Basketbol antrenörü Efesten Yunanistan’ın pota altındaki marka değeri olan bir takıma antrenör oluyor. Bu olay küçük harflerle bir yere not edilmez.
KANADADA BİR AĞAC HİKAYESİ
Kanadada yaşayan bir Türkün yaşanmışlıkları arasında yer alan, bir dal Çiçek hikayesini Faceden bir arkadaşım sayfasına almış, benden ondan esinlenerek, oradan aldım ilginizi çeker diyerek b u konuyu benim soframın üstünde bir yere koydum. Bu konunun kahramanı olan Türk Kanada’da her gün gittiği ve yakın ilgi gördüğü cafeye, bir gün çok güzel açan , çiçeklerin cazibesine kapılarak bir dal kopartarak gider, gider ama çalışanlardan ne bir sıcak ilgi n ede bir selam görür. Kısa bir süre sonra Belediyeye ait bir cevre koruma aracı, ilgili olan larla birlikte Türkün yanına gelir. Belediye yetkilileri dalı kıran adamın yanına gelerek ,Devlet adına size ceza kesmek zorundayız ,siz cezayı ödemek için mahkemeye gitmek istersiniz ,yoksa ,para cezasını belediyeye mi ödemek istersiniz diye bir teklif sunarlar. Türk düşünür taşınır ve Belediye parayı ödemenin daha mantıklı olacağı konusun da ikna olur. Sözün özü şu, Avrupa’da nereye giderseniz gidin, ormanlara ,doğaya ait güzelliklere zarar veremezsiniz. Verirsenizde karşısında duran cezaya da katlanırsınız. Şimdi bu yaşanmışlıktan yola çıkarak Türkiye’ye bir bakıyorum, doğa talanı vara be . Ormanlar yakılıyor, ormanlar bazı çıkarlar uğruna kesiliyor. Yollar için ağaçlar kesiliyor. Maden arama uğruna çanım doğa içindeki yeşilliklerimiz, ağaçlarımız yerle bir ediliyor. Hey gidi ülkem hey, sen böyle bir talanı hakkediyormuşsun ?Sonrada yaşanan sel felaketlerinin ortaya koyduğu zarar ziyan, can kaybı sonrası gözyaşı döküyoruz. Doğayı katlederseniz ,plansız programsız ormanları yok ederseniz ,sonucunda da doğanın size sunacağı felaketleri karşısında da fazla ağlamayacaksınız. Yeşili sev ,yeşili koru ,ormanlara sahip çıkki olası sel felaketleri karşınıza dikilmesin. Kanada’da bir dal hikayesinden yola çıkarak sizi bizim ülke gerçeği ile buluşturmaya çalıştım. Umarım birilerinin kulağına küpe olur, Kanada’da ki yaşanmışlık. Bu anlamlı alıntıyla Salı Sofrasını topluyorum. Siz her zaman olduğu gibi size lazım olanları alın kalanlar benim olsun.
