TÜRKİYE’DE FUTBOLUN ÖLÜMÜ!
Son zamanlarda lise öğrencilerine anket özelliği taşıyan sorular soruyorum. Oldukça çarpıcı sonuçlar ortaya çıkıyor. Gerçi benimki epey yerel ama ülke genelinin de çok farklı olduğunu düşünmüyorum.
Genç nesil artık ağabeyleri, babaları, dayıları, amcaları vs. gibi futbola meraklı değil. Önemli bir kısmı futbol maçı izlemiyor. Bunun yerine telefonla sosyal medya, mesajlaşma vb. etkinliklerle zaman geçirmeyi düşünüyor. ‘Hocam takım filan tutmuyorum.’ diyen epey çocuk var. Takım ismi verenler de öylesine bir ad verdiklerini belli ediyor, bu cevap verenlerin de önemli bir kısmı takım kadrolarından, tarihinden haberleri yok.
Sakaryaspor ise tamamen ilgileri dışında. Birinci sırada böyle bir cevap veren de önemseyen de çok az. Gerçi ben burada çocukları haklı buluyorum. Sakaryaspor bir ilçedeki çocuk için niçin cazip olsun ki! Şehrinin takımı hiçbir şekilde hayatlarında değil. Benim ömrüm yarım asra doğru ilerliyor. Sakaryaspor’un değil Karasu’da bir hazırlık maçı yaptığını, idman yapmaya bile geldiğini görmedim. Okullara söyleşi tarzında hiçbir faaliyet için de gelmediler. Kurumsal olarak ilçenin hiçbir yerinde yok. Bir de sportif başarı olarak son yıllarda yeşil siyahlılar dip yapınca ortada ilgi gösterilecek hatta haberdar olacakları bir takım kalır mı?
Eskiden boş derslerde çocuklar bahçede futbol oynarlardı. Şimdi ufak bir zaman boşluğunda çocuklar telefonlara sarılıyorlar. Küçük bir takım kuracak kadar bile ortada futbol oynayan kalmadı. Futbolun Türkiye’deki geleceği bu anlamda cidden karanlık. Bakmayın siz İstanbul takımlarının 30 milyon-40 milyon seyirci laflarına! Her birinin bu ülkede 5 milyon civarında aktif taraftarı bile yok. İstatistiki veriler ortada.
Türk futbolu giderek yaşı büyüklerin izlediği bir spor dalı haline geliyor. Herkes altyapıdaki futbolculara bakıyor ama alttan seyirci ve taraftar da gelmiyor. Bu büyük sorunun kimse farkında değil ve futbolumuzu esas bekleyen tehlike bu!
Peki sebepleri?
Birincisi adalet ortamın olmaması. Adaleti olmayan bir yere kimse yatırım yapmaz, ilgi göstermez, adaletsiz sınava öğrenci bile çalışmaz. Zeka, dürüstlük konusunda sıkıntılı, eyyam konusunda epey şeytanlaşmış durumdaki Türk hakemleri futbol ortamını bozan en önemli etken.
İkincisi yöneticiler. Bu iş ismini duyurma, reklam hatta kısa yoldan köşeyi dönme alanı oldu. Değil cebinden para vermek yöneticilik para kazanma yolu oldu. Süleyman Seba, Şamil Ekinci gibi yöneticiler artık masal diyarında kaldılar.
Üçüncüsü medya. Futbolu sadece İstanbul takımlarından ibaret bir hale dönüştürdükleri gibi işi magazinleştirdiler, sahadan kopardılar. Onlar için Anadolu takımları karnı acıkan vahşi bir hayvanın önüne atılan yem gibi. Bir Anadolu takımı İstanbul’un üç büyük ekibinden birini yendiğinde saatlerce İstanbul takımı konuşuluyor. Yenenden 1 dk.’dan fazla bahseden yok.
Kimse rating yalanına sığınmasın. İngiltere, Almanya ve İspanya’da Bayern’in, Barcelona’nın, Manchester United’in ratingleri bizim üç İstanbulludan karşılaştırılmayacak kadar yüksek. Bakın bakalım orada takımlardan hangi oranlarda bahsediliyor, nasıl ve hangilerine yer veriliyor?
Mesut Özil’in Türkiye’ye geliş uçağını 500 bin kişi izledi, oynadığı 7 maçı bu 500 bin kişinin yarısı izlememiştir. Artık maçların izlenmesinden çok maç değerlendirmelerinin magazinsel, sokak ağzıyla yapıldığı programlar daha fazla ilenir oldu.
Dördüncüsü taraftarlar. Sakaryaspor’da geçmişte olduğu gibi taraftarlardan bir kısmı hem kulübü yönetmek hem de nemalanmak istiyor. Taraftar baskısı takımlara ekonomik anlamda büyük hatalar yaptırıyor. Bir kulüp taraftarsız olmaz ama taraftar kafasıyla da hiçbir kulüp yönetilmez. Yönetilirse de batar.
Ayrıca yaşı, statüsü, mesleği, inancı ne olursa oldun taraftarların önemli bir kısmı statlara deşarj olmak , küfür etmek ,bilinçaltındaki hayvani içgüdüleri ortaya çıkarmak için geliyor. Bu tip insanlar için rakip,hata,skor vs. önemli değil. 1.5 saat içinde mutlaka küfür edecek bir şey bulurlar, hiç bulamadıklarında kendi takımlarına …. O da mı olmadı? Birbirlerine düşerler, yine o hayvansal yönlerini gösterirler.
Tüm bu ortamda siz çocuğunuzun futbol izleyicisi ve taraftarı olmasını ister misiniz?
(Konuya alt ligler bazında bir sonraki yazıda devam edeceğiz.)
