Salı Sofrası
Olacağı buydu
Sakaryaspor gerilimi yüksek, zorlu geçmesi daha ilk maçta yaşananlardan belli olan Diyarbakır Amed maçından, evine sadece bir puan taşıyabildi. Daha sahaya çıkışta ,maç başlamadan görülen kırmızı kartlar ,tansiyonu düşürmedi. Sakaryadaki ilk maçın içine yansıyan olumsuzlukların, bin beteri Diyarbakır’da sahneye konuldu. Amedsporun maçın naklen yayınını hiçbir kanala vermeyerek neyin peşinde olduğunu maç öncesi çoktan sahneye koymuştu. Çarşambanın gelişi Salıdan belli olur misali sonuçta olanlar oldu. Futboldan çok ,çıkan olayların, yaşanan futbol dışı olayların konuşulduğu bir maçın hikayesi ,futbol topunun gezdiği alanlarda daha çok konuşulur. Yüz karası olayların içinden futbolu konuşmak, futbolu yazamadıktan sonra ,bedavadan Evelemenin ,gevelemenin ne anlamı var .Sakarya’daki propakasyonların sonunda yaşanan İlk maçın izlerinin içinde kalanların, rövanşı bu hale getireceğini herkes gibi, tüm Türkiye biliyordu. Sonuçta süperiz olmadı ,jiletlenen oyuncularımız ,her an sahanın her yanından gelen futbol dışı tehditler ,7 bin kişilik polis ordusuna rağmen yine de yakamızı bırakmadı. Suç mu ?,Bu şartlarda bir puan iyi puan diyerek , bu futbol dışı olayların içinden çıkan sonucu bir kenara koyalım. Unutmadan olayların baş aktörü siyaset ürünü bir takım olan Amedsporu futbol adına idam sehpasına oturtalımda , bu yaşananlardan bizde kendimize pay uzatalım. Futbolda bazen saha dışı dostluklarında önemini unutmamak gerek. Çiçekle değilde jiletlerle karşılanıyorsak ,gözü dönmüş taraftar grubunun maçın başından sonuna kadar tahrikleri kapımızdan eksilmediyse , bu olumsuzlukların üstünü örtmemek ,yaşananları okjektif test etmek gerek. Sonuçta olan Sakaryasporlu oyuncularımıza oldu, sonuçta giden iki puan ,şampiyonluk yolunda önemli bir kayıp oldu. Giden iki puanı oynanan oyuna göre test edemediğimiz bir maç geride kaldı. Umarım zirve inadı geride kalmaz.
GÖRÜNTÜLER MEDYADA
Geride kalan Cumartesinin kabus dolu doksan dakikasının görüntülerini bir kısmı medyada kendine yer buldu. Teknik sorumlu İsmail Ertekin, Başkan Vekili Cumhur Genç ,spor kanalı A Sporda TV ye bağlanarak yaşananları kamuoyu ile buluşturdu. Anlatılanlar, iddia edilenler arasında bu maçın içinden sağ çıkmakta başarı diye düşünmeden edemiyoruz insan. Yok böyle bir maç ama, maalesef bunu da gördük ,buna da tanık olduk. Şimdiden söylüyorum, Sakaryaspor bir üst ligi görürse sorun yok. Yok Sakaryaspor bulunduğu yerde kalırsa, Amed ve Sakarya aynı grupta olamaz ,olmamalı. Çünkü son yaşananlardan sonra ,içi futbol dışı pislikle dolu olan gecen Cumartesinin üstü, günün Türkiye şartlarında örtülemez.
PİSİKOLOJİKMİ ? YOKSA EKONOMİKMİ ?
Sakaryaspor Amed maçı öncesi Rüstemlerde hareketli saatler yaşadı. İsmail Ertekin Niğde yenilgisinin içini doldururken ,eze eze yenmesek de ezilerek yenilmiyoruz demiş. Doğru demiş, Sakaryasporun savunması bizim grubun yıkılmaz kalesi gibi. O hatta eksik olmazsa, Sakaryasporun maç kaybetmesi çok zor. Bu bu güne kadar test edilmiş bir futbol gerçeği. Devam edelim Ertekinin açıklamalarına. Sakaryasporun şu anki durumu Psikolojik demiş, inanalım mı? Sakaryasporun bu halinin içindeki sıkıntı sadece psikolojik değil. Futbolcular iki idman boykotunu yönetime değil de ,şehri ayaklandırmak adına yapılmış eylem deselerde ,ben inanmam, inanlar inansın. Pisikolojik sorunun altında paranın, yani ödemelerin gecikmesinin yattığını kimse benden bir kenara koyup, bu açıklamanın peşine takılmamı beklemesin.
BMC 4 PARCA
Bizim Motosikletçi Milletvekili Kenan Sofuoğlu’na kimse kızmasın. 2 Milyon Tl lik ilk taksit Sponsorluk anlaşmasının dörde bölünmesi onun sucu olamaz. Kurtlar sofrasında acemi Siyatciyi bu yolda oyalayanlardır bu işin sorumlusu. Öyle veya bu çocuk Sakaryaspora azda olsa bir yardım eli uzatmak adına bayağı uğraştı. Sonunda para uzatmalı taksitler hainde geldiyse o ne yapsın. BMC nin bana göre bu konuda havası sönmüştür. Şen Pilicin bir çırpıda 300 bin tl verdiği alemde anlı şanlı ,havalı şekilde adı boardlara yazılan BMC nin verdiği para ufala ufala devede kulak kaldıysa ben Kenan Sofuoğluna kızmayı ,bu konudaki aksayan gelişmelerin günahını ona yüklemek istemem.
BU YÖNETİM HANİ ŞEFFAFTI
Sakaryasporun yeni yönetimi eline cebine atıyor mu? Atmadıkları konusunda kamuoyunda çekinceler var. Bu arkadaşlar göreve gelirken şeffaf olacaklarını ilan etmişlerdi, sizce bunlar şeffaf mı? Piyasada çeşitli hesaplar yapılıyor. Başkan Cevat Ekşinin bu güne kadar 13,5 Milyon ödeme yaptık konusundaki bu rakamı, hesap uzmanları futbolcu ödemeleri, transfer taksitlerini bir çantaya koyuyorlar ,bu rakamın içini dolduramıyorlar. Kamuoyunun yönetimin yaptığı harcamaların gerçek yüzünü öğrenmeleri adına ,şeffaf yönetim anlayışını devreye sokarak ,kalem kalem 13,5 milyonun içini doldurabilir mi? Şeffafsalar bunu rahatlıkla yapabilirler. Bunlar sezon başında geçmiş yönetimin bıraktığı ile enkaz edebiyatı yaparken ,biz şeffaf olacağız demişlerdi. Hadi bakalım gösteri şeffaflığınızı.
YETENEK AVCILARI
FB ve Altınordu bizim sınırlarımız içinde ,bizim futbol evimizde tespitlerine göre geleceği olan iki kardeş futbolcu için, birebirlerinle yarışmışlar. Sonunda daha 10 yaşında olan futbolcular için FB nin büyüklüğü bu gence sağlayacağı imkân ağır basınca Sapanca Akademi lisanslı Güner ve Alaattin Ekici kardeşler Sarı lacivertli ekibin alt yapısına transfer olmuşlar. Eloğlu benim ilimdeki yetenekler için kavgaya tutuşurken, ben merak ediyorum, Sakaryasporun alt yapısındaki teknik adam ordusu ne yapıyor? Biri bana bu konuda bilgi verirse sevinirim.
PROJENİN HARBİŞ AYAĞI
Proje ayağı güçlü olursa, projenin kaynakları iyiyse ,proje içindeki gençler her yere koşmuyorsa ,proje nin alt yapısının kendine ait çalışma alanı varsa bakarsınız proje tutar. Aç ayı oynayamadığı gibi, ilgisizlik ve sevgiden yoksun yüklemelerle proje falan yaşamın içinde olamaz. Gecen sezon Akartepe ,bu sene Harbiş proje ürünü olarak çok fazla ses vede umut vermedi. Hele hele Harbişin yapısı Süper ligin içinde b oğuldu kaldı. Sonun dada bitime dört hafta kala teslim bayrağını çekip hadi bana eyvallah deyip evine döndü. Bir futbol takımını dışarıda 18 yaşında 19 yaşında oyuncu grupları piramier ligde ,Bundesdikada bile oynuyor deyip bu yaş grubunu Türkiye ve de Sakarya şartlarında sahaya salamazsınız. Nitekim bizim evin Süper amatör kümesinde bile bu gençler yukarıya seslerini duyuramadılar. Almanya ,İngiltere, İspanya da ki Futbol sektörünün gençlere yaptığı yatırımı Türkiye’de yaşama geçiren Altınordu örneğinden başka bir kulüp örneği var mı. Projeleri sırtlanacak kişiler önce bu gençlere ne verdiklerine bakacaklar. İlk bakışta bana bu proje cazip gelmişti. İşleyişen baktıkdan sonra benim gözümde cazibesini yitirdi diyerek hala bu işi savunanların iştahını kırmak istemem ama ,hayallerle gerçekler farklı şeyler.
ENİS DESTAN, PENALTI DEĞİL HOCAM ( ALTINORDU OYUNCUSU)
İzmir Türkiye’nin farklı kentlerinden biri. İzmirli Cumhuriyetine, İzmirli Atatürk’üne, İzmirli özgürlüğüne düşkün insanlardan oluşan örnek bir şehir. Günün karanlıktan beslenen iktidarı neden İzmir’i almak ister? Bu sorunun cevabını siz verin. Gecen hafta iki yıl önce Karasuda geçirdiğim kazanın hukuksal haklarımı aramak adına son hale gelen rapor tanzimi için İzmir 9 Eylül Üniversitesinde Adli Tıp önündeydim. Türkiye’min özgürlük kokan ilinde olmanın heyecanı içinde Sözcü gazetemi okurken bir habere gözüm takıldı. Başlık Penaltı değil hocam. Genç takımlar mücadelesinde Hakem Altınordu lehine bir penaltıya hükmeder. Enis Destan adındaki genç lehine verilen penaltı için ,maçın hakemine giderek HOCAM, penaltı yok der. Buna karşın Hakem penaltıda ısrar eder. Bunun penaltı olmadığına inanan Enis Destan her futbol evine taşınması gereken örnek bir davranışta bulunarak Penaltıyı AUTA atmış. Atatürk ne demiş? Ben Sporcunun zeki vede ahlaklısını severim. Bu hareketin Atatürk ilk eve inkılaplarını merkezi İzmir’de olması beni şaşırtmadı, sezide şaşırtmasın. İzmir bedavadan İzmir olmuyor. Bu arada Altınordu’nun futboldaki yürüyüşü içindeki bu güzel hareketin oradan Türkiye’ye yayılmasını Türk futbolu adına ,genç Enis Destanıda bu hareketinden dolayı alkışlarken, size de bu alkış yağmurundan pay uzatmak isterim.
