Salı Sofrası
Aynı dert ( Transferi kim açacak ?)
Yeni sezon için yeşil siyah yeni kadro kuruldu, teknik adam var, istenilen oyuncular büyük ölçüde alındı. Hedef TFF 1 de Transferi kim açacak. ? Tatilde olduğum için gazetemin spor servisini aradım ,son gelişmelerle ilgili bilgi aldım. Aldığım bilgileri benim cebimde olan bilgilerle harmanlayıp Yeşil Siyah yazıma derinlik kattım. Sakaryasporun derdi para, o para bu gün ki yönetimde yok. Zaten bu dert şuan ülkemin de en büyük derdi. EEE o zaman Transferi kim açacak? Tabi ki Ekrem Başkan. Yeşil siyah transferi açma topu yine onun önüne yuvarlandı. Büyükşehir başkanı bir vesile bu işi çözer, çözemezse ne olur ? Böyle ihtimal odluğuna kafam bas masada ,olası böyle bir şeyde Uğur Akkuş yine bu şehrin surlarında kurtarıcı olarak fiyaka satar. Başkanın transferi açma uğruna vereceği uğraşta başarılar dilerim. Sonuç, son yıllardaki kötü yönetimlerin Rüstemlere bıraktığı yeşil siyah sorunlarda başı ceken ,TFF deki futbocu sorunlu dosyaları alıştığımız bildik şekilde, transferi açmak adına, halledilmesi gereken sezon öncesi kanbur olarak yine karşımıza geçip Rüstemlere selam çakıyor. Böyle giderse de bezede bu filmi seyretmeye devam edeceğiz. Ve bu sorun yumağından sıyrılıp TFF 1 odaklanacağız öylemi? Para yok ,Paralı yönetici yok, böyle olancada Büyükşehir kapısı Ekrem Başkanın mekanı bu sorunun çözüm adresi olacak.
GS DAN DOĞRU ADIMLAR
Bu sene süper ligin transfer hareketliliğinde benim gözlerim GS ın attığı yeni adımlarda. Sarı Kırmızılı ekip ,belki uzun yıllara yayılmış paraca yüklü transferlere koşuyor ama ,koşulan oyuncuların tümü ,Scayt ekiplerince izlenmiş ,geleceği olan genç oyuncular. Özetle GS yeniden yapılanıyor, takımı gençleştiriyor. Bu gençleştirmenin içine , yerli oyuncular yüklenirse bu sarı kırmızılı transfer adımları alt yapıya taşınırsa ,dışarıya akıtılan oluk gibi Euroların, dolarların önü kesilirse kazanan Gs ,kazanan Türk futbolu olur. GS da bunlar olurken FB ninde gençlik hareketi için düğmeye bastığını buraya not olarak düşmek gerek. BJK taşmı , onlar Şampiyonlar ligi gücünün de kadro derinliğini genişletirken ,gençlere kapılarının kapalı olduğunu görmek benim siyah beyaz dünyama umut saçmıyor. Yani BJK bu gün için günlük yaşıyor. Aslında GS attığın adımlar her lige göre uyarlanması gereken futbol adımlarıdır. Ancak yukarıdada belirtmeye çalıştığım gibi bu işin dışa dönük yüzünü zenginleştirirken, içe dönük yüzünde ,alt yapı ve de yurt satındaki geleceği olan gelen gençlerde kucak açmak gerek.
BAYAN HAKEM ATAĞI
TFF Başkanı Nihat Özdemir , Hakem seminerinde, Türk hakemliğinin geleceği ile ilgili bazı ip uçlarını medyanın ve spor kamuoyunun önüne koydu. Bizim ilin marka değeri Süper olan Atilla karaoğlanın , bu seneki ligin yükünü çekecek 25 süper hakem içinde yer alması, Sakarya hakemliğinin hakem yüreğine su serperken ,bu sezon liglerde bayan hakemlere daha çok görev verilmesi ,kadınlara bu alan dada verilen önemin yeni heyecanı olmuştur. Ankara finalinde Ankaragücü-G.Birliği final maçını yöneten tronun ,dört bayan hakemden oluşmasında karşıma çıkan resmi ,ben bu uğurda atılacak adımların başlangıcı olarak okuyorum.
HERKES YAPTIĞININN BEDELİNİ ÖDEMELİ ( TRİBÜN TERÖRÜ)
GS bir konuda, sporda şiddetin, kulüpleri tribün olayları nedeniyle , ödemek zorunda olduğu paralar için ,bu uğurda maçlarda yaptığı sportmenlik dışı olaylar nedeniyle, kulüplere çıkan ceza faturasını ,yapanın ödemesi adına tazminat davası açmak adına, yola çıkmış. Yıllardır tribündeki futbol terörü nedeniyle, sahaları kapatılan, bu uğurda para cezası ödemek zorunda kalan takımlar bana göre, GS açtığı kapıdan içeri girerek ,aynı yola başvurmalıdır. Tribünlerde kendini tatmin etmek adına futbolda tribün Törer’ini körükleyenlerin sebep olduğu, saha kapatma olaylarının ,maddi cezaların bedelini ,kulüpler değil bunu yapanların ödemesi gerekir. Bu konuda ağzı çok yanan takımlar içinde başı çeken Sakaryaspor yönetim ininde ,sezon öncesi, taraftar gruplarını uyarmalıdır diye düşünüyorum.
ORMANA KIZIN ( AVCI VAKASI)
Beşiktaş’ın Abdullah Avcı dönemi orta şekerli başladı, öylede bitti. Fikret Orman Başkanlığındaki yönetim döneminde yapılan üç yıllık anlaşma daha birinci yılını tamamlamadan, Ahmet Nur Cebi Başkanlık koltuğuna gelince tek taraflı bitti. Siz bitti desensizde, yerine Sergeni getirmenizde ,siz bitti deyince bitmiyor. Apdullah Avcının sözleşmeden doğan haklarını devreye sokması ,yüklü bir tazminat için kapınızı çalmasında ona kızmayacaksınız. Benimle değil gidin avukatımla konuşun diyerek, Beşiktaşa bu konuda kafa tutar bir havaya giren Abdullah Avcı, bu konuda suçlu değildir. Suclu BJK en parlak süreçlerinde ekonomiyi iyi yönlendiremeyen Fikret Orman, bu gün gelinen noktada Siyah beyaz suçlu sandalyesine oturtulması gereken Başkan resmidir. Beşiktaş her nedense Demirören ve Fikret Orman dönemlerinde yapılan transferlerde ,Beşiktaş’ın futbol kasasına önemli darbeler vurmuştur. Bu uğurda son darbenin adı 20 Milyonla Apdulalh Avcı vakasıdır. BJK yönetiminin Avcıya ödenecek tazminatı, Cap eliyle spor kamuoyuna duyurması adına yapılan rakamsal açıklama ,bu paranın UEFA dan gelecek parayla ödenmesi neyi anlatıyor ? Bunun sonuçların Avrupa kupaları oynanmaya başladığında ,olası başarı veya başarısızlık sonrası ortaya koyacağı yankıya göre değerlendirme şansımız olacak. Sonuç Apdullah Avcı vakası ,ondan önceki Tigana,ondan önceki İspanyol delboske dönemindeki yapılan hataların bir yönetimsel benzerlik taşıyor. Umarım Siyah beyaz yönetimler geçmişte yaşanan bu tür hataların tekrarını yeni bir olumsuz hikayenin içinde ağırlamazlar.
ÇAKMAK ÇOŞKUN
Coşkun Çakmak benim salonlardan tanıdığım bir spor adamı. Bir gönül adamı, güler yüzlü bir spor adamı olarak yaşadı ve bu dünyadan göçüp gitti.Ebedi hayata genç yaşta giden ,giderken de, arkasından güzel insan, spor aşığı bir kimliğimde cebine koyup gitti. En yakın arkadaşı Cemal Otun paylaşımından gördüm ve okudum, hatta Coşkun Çakmak resminide onun sayfasından aldım. Coşkun Çakmak Judaylahizmetle geçip giden, kısa süren yaşamında sporda ,iş hayatında iyi insan ,iyi spor adamı resmini salonlara asarak gitti. Umarım gün gelir ASKF bir spor organizasyonuna onun adına verir, bizde onun anısına orada olmaya çalışırız. Sevgili Çoşkun kardeşim ,bu yazıyı yazarken ,gülen ,sevgi dolu anların gözümün önüne geliyor. Ruhun şad olsun be güzel insan.
SAKARYANIN PATATESİ
Şimdi diyeceksiniz ki Nazım Hoca daha ziyade sporun konuşulduğu bir sofranın üstünde Sakarya Patatesinin ne işi var. Haklı olabilirinizde bu Sakarya patatesinin Sakarya da ne zamanlar ekilmeye başlandığı tarihini sorsam kaç kişi pat diye yanıt verir. Sakarya’nın geçmişinde kabak, Sakarya’nın geçmişinde patates önemli yer kaplar. Patates olsun, Kabak olsun bizim ille anılırdı yakın tarihe kadar. Şimdi Afyon, şimde Niğde patatesi konuşuluyor, çünkü bu günün iktidarı döneminde tarım yerle bir oldu. Gelin biz çocukluk yıllarımda patates Başağı yaptığım yıllarında tatlı anılar arasından çıkartıp anarak bu patates hikayesi nereden çıktı onu anlatayım. TRT nin bir yarışma kanalında sorulan içinde Sakarya geçtiğinden dikkatimi çeken Patatesin hikayesinde bu ürünün 1876 yılında Sakaryada üretildiğini bende bu yarışma programından öğrendim. Ne yalan söyliyeyim, patates ve kabak denince ilk akla gelen il odumuzu biliyordum ama patatesin tarihinin bu kadar eskiye dayandığını bilmiyordum. Ey benim Sakaryam ey, nereden nereye. Şimdi ekilecek alan bulda ek.
İlgili Haberler