Önce karşılaşma öncesi iki husus:

featured

Önce karşılaşma öncesi iki husus:
Ağır kış şartlarına girmemiş bir stat zeminin şimdiden bu kadar kötü olması hiç iyi değil. Yazın bu zemin ile ilgilenilmediği belli ve böylesi modern stada yamalı, bozuk zemin yakışmıyor.
Ayrıca süper lige ara verilen ve iklimin son derece elverişli olduğu bir zamanda bu kadar az seyirci bulmayı ummuyordum. Üstelik gece maçı… Üstelik bilet fiyatları uygun… Şehrin takım üzerine bir inanç yüklemesi yapması gerekli. Bu da tribünlere gelerek olur.
Şimdi sahanın içine inelim ve sonda söylenecek sözü baştan söyleyelim. Cumartesi akşamı gördüğüm takım geçen seneki Sakaryaspor ve Engin Korukır’dan daha iyi değil. Menajerler Sakaryaspor’u epey mahvetmiş, bu belli. Sanırım maçı izleyen herkes sahada Batuhan muadili bir oyuncu olmadığını görmüştür. Hele orta sahanın ortasındaki Savaş Tağa. O bölgede bu kadar yavaş, mücadeleden uzak ve topa girmeyen oyuncu olmaz. Kimse bana geçmişinden filan bahsetmesin. Gözlerin gördüğü en iyi istatistiktir, bilgisayar verisidir. Zaten bu internet yaygınlaştıktan bu yana yanlış transferler çoğaldı. Bir oyuncu alınacaksa hemen google’ye adı giriliyor, oynadığı takım, maç vs. ortaya çıkıyor. Oysa bu adam nasıl oynamış, hangi sistemde oynamış, hangi futbolcuları kesmiş, saha içi enerjisi nasıl belli değil. Transfer daha iyisini almak için yapılır, bu oyuncu geçen seneki Serdar’dan iyi değil. Niçin bu kadar onun ismini yazdım. Çünkü takımın kilit noktadaki oyuncusu o ve bir maçı izlerken ben önce o bölgeye bakarım.
Buna karşılık Serkan Odabaşı adlı oyuncuyu da oldukça iyi buldum, üstelik yaşı da oldukça genç. Sakaryaspor’da bu tip oyuncuların yer alması lazım. İlaveten böyle bir şehirde yeşil siyahlı ekipte oynayan Sakaryalı oyuncu sayısının oldukça az olması esas problem bence. TFF 2.lig yabancı oyuncunun olmadığı bir lig yani bir üst lige çıkarsak menajerler başta Afrika’dan olmak üzere yabancı oyuncuları kulüp kapısına dayandıracaklar. Büyükşehir gibi sağlam bir kapıya dayanan altyapıdan oyuncuları sahada görmek hem enerji hem de tribün açısından olumlu olacaktır. Saha skorları gelip geçer ama Sakaryalı oyuncu sayısının bu kadar az olması çözüm üretilmesi gereken ilk noktadır bence.
Biraz da teknik detaylara gelelim. Maçın 18.dakikası…Sakaryaspor rakip ceza alanına serbest atış,orta yollayacak. Ama ceza alanında kaleci hariç 7 Sarıyerliye karşı sadece 3 yeşil siyahlı var. Ev sahibi olan, kazanmak isteyen bir takımın görüntüsü bu olmaz. Ayrıca ilk yarıda tam dört kez baskı altında topu birkaç pasla ileriye götüremeyen, acizlik yaşanan pozisyon saydım. Herkes bilir ki köy takımları dahi antrenmanda beşe iki çalışma yapar. Sarıyer gibi çok üst düzey özelliği olamayan bir takım karşısında bile geriye düşmediğimiz zaman bölümünde baskı altında top çıkaramadık.
35.dakikada organize olmayan, rakip defansın hatasından kaynaklanan ilk tehlikeli şutu çekebildik ama üç dakika sonra bizim defansın hatası daha feciydi,nitekim bu da golle sonuçlandı.
İkinci yarıdaki belli bölümlerdeki saman alevi tarzındaki baskı ve oyun tarzı,İstanbul ekibinin önde olduğu için biraz geriye gelmesinden mi yoksa bizim üstün gücümüzden mi kaynaklandı? Pek emin değilim!
Yavaş,kanatları zayıf, pivot özelliği belli olan santrafora top indiremeyen,orta sahadan oyun kurma özrü olan bir takımız. En önemlisi şampiyon olabilecek karaktere hiç sahip değiliz. Tüm bu zayıflıkları da Sarıyer gibi kalburüstü olmayan bir takım karşısında yaşadık.
Seyirci sayısı azdı ama daha ligin ikinci haftasında var olan tribün agresifliğini yanlış buldum. Başta bazı oyuncular ve bir kısım taraftarlar hakemle gereksizce oynadı ve bunun sonucunda ceza gelecek. Tamam, hakem saha içi performans olarak ileride belli yerlere gelecek kapasitede değil ama skoru değiştirecek bir şey de yapmadı. Biz biraz da ışık göremediğimiz takımdan, sahadaki kötü oyundan dolayı hedef değiştirdik, kendimizi tatmin etme yoluna girdik.
Bir de basit kasaba takımları gibi bir futbolcuyu hedef seçip şimdiden yuhalama yolunu seçmemeliyiz. Geçen sene Ramazan Sal’a yapıldı, bu sene erken başladı. Takımın genelinin kötü olduğu bir akşam da hiç de doğru bir davranış değil bu.
Murat Hocaoğlu ilk stajını Erok,Alibeyköy,Payas,Gölcük gibi takımlarda yapabilirdi ama Sakaryaspor gibi bir marka ilk durak olmamalıydı. Eğer bu transferlerde en büyük paylardan biri ondaysa mesleki geleceği hiç de parlak değil. Ahmet Yıldırım ise 34 haftanın bu futbolla geçmeyeceği biliyordur herhalde. Çünkü ortada bir antrenör mahareti olan hiçbir şey izlemedik. Bu şekilde devam ederse her geçen hafta Sakaryaspor’daki ömründen eksilecektir hızlı biçimde.
Biz tüm bunları yazarken Sakaryaspor’un başarısını herkesten iki kat daha fazla istediğimiz için yazıyoruz. Çünkü Cevat Ekşi yabancımız değil. Karasu’dan çıkan ilk Sakaryaspor başkanı,dostumuz… Ancak yol yakınken tedbir alınmazsa bu kış çok zor,bahar ise hüsranla geçer.

Giriş Yap

Sakaryaspor ve Sakarya Amatör Futbol Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!