NE OLACAK ALT YAPININ HALİ ?
Sakaryaspor yıllar önce alt yapısından Türk Futboluna kazandırdığı sayısız futbolcularla yurt genelinde “ futbolcu tarlası “ olarak adlandırılmaya başlanmıştı. Yıllarca da bu anlayış futbola hakim oldu. Ama ne yazık tır ki 1985 Jenerasyonu yani Hakan Şükür’lerin, Şaban Yıldırım’ların, Rahim Zafer’lerin bulunduğu grupla sona eren bu fırtınadan sonra bu düşünce üzerine çok farklı beklentilerin meydana getirdiği olumsuzluklar, maalesef üzüntü ile yazıyorum ki aniden çöktü. O yıllardan bu yana Sakaryaspor alt yapısından Tuncay haricinde çıkan bir tane futbolcu göremedik. Yıllar sonrasında Sakaryaspor’un başına gelen her Teknik direktör günlük başarılara imza atmak isteyince “ bizim alt yapı “ nerede ise kanalizasyona döndü. Alt yapının başına gelenlerin bazen görev alma kavgası, bazen de şahsi kaprisleri nedeniyle şu efsane alt yapı 3 “ Cent”e muhtaç hale geldi. A Takımı ile bağlarının koptuğu, ama buna rağmen sözüm ona yine de ilgilenilen bir alt yapı palavraları ile bugünlere geldik.
BÜYÜKŞEHİR DÖNÜM NOKTASI MI ?
Bundan üç sene öncesinde nerede ise itilip kakılan, her gelişim ligi maçında görevlisi yok diye ceza alan, maçlara gidecek vasıtayı temin edemeyen ve maçlarını Rüstemler 2 Nolu sahasında çamur deryası içerisinde oynayan alt yapı neyse ki Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu’nun himayesine alındı. Artık zor günler bitmiş, Sakaryaspor’dan yine eskiden olduğu gibi futbolcu fışkıracak zannedilirken ne olduysa bu alt yapıya bir haller oldu. Alt yapı Teknik adamları birden ray değiştirdiler ve bazı amatör takımların alt yapılarından oyuncuları alarak birlikte üst gruplara gelen takımlardaki oyuncuları yavaş yavaş dağıtmaya başladılar. O zamanlar yazdığım bir köşe yazısında bu kuşkularımı ortaya koyarak “ Alt yapı başımıza bela oldu “ Demiştim. Yıllar geçti ama değişen bir şey yok gibi. Keşke haklı çıkmasaydım diyorum ama gerçekler maalesef ortada. Yani Büyükşehir alt yapı için bir dönüm noktası mıydı ? Son dönemden yetişen futbolculardan bazıları transfer yasağı nedeniyle zorunlu olarak üst takıma alınırken, onlarla çıkılan lig serüveninde başarısız bir sezonun ardından nerede ise amatör lige düşmekten kurtulduğumuza sevinir bir duruma gelinmişti. Bir yıl sonra ise yeni transferler, bizim çocukların diskalifiye edilmeye başlanması filan derken, İzmir’deki finalde alınan yenilgi ile yine ligimizde kalınca Başkan Aydın yönetiminin günah keçileri yine bizim çocuklar olmuştu.
AYNI TAS AYNI HAMAM !
Son zamanlarda yaşananlar ise çok daha vahim hale gelmeye başladı. Alt yapıdan sadece Burak Bekaroğlu’nun kaldığı futbolcuları gördükçe insan ister istemez soruyor “yahu yoksa alt yapı çöktü mü ?” diye. Bugüne baktığımızda alt yapıdan gelen Fırat Koç Erhan Tatlıdil, Ahmet Demir’in de kendilerine kiralık kulüp bulmaları isteniyor. Ne güzel; alt yapıdan kurtulmanın en rahat yolu bu galiba. Selahattin Aydın Yönetiminin bu çocukları istemediği bal gibi aşikar. Varsa yoksa transfer. Acaba neden böyle diye soracak oluyorum ama ben de olayları izledikçe hayretler içerisinde kalıyorum. Şimdi çuvaldızı kendimize batırarak sormak istiyorum ; alt yapıdan gelenler yetersiz mi, yoksa yönetim mi istemiyor ? Veya başka bir şekilde soracak olursak eğer ; Alt yapı sorumluları futbolcularına “ yukarısı isterse gönderiyoruz, bizim isteğimizle olmuyor “ dediklerinde yönetimin bu konudaki düşüncesi ne olacak çok merak ediyorum. Altı kaval üstü şişhane misali iki ucu kirli değnek gibi duran alt yapı-Sakaryaspor üst yapısı ilişkileri gerçekten de var mı ? Yukarıya sorsanız yetersiz, aşağıya sorsanız yeterli ama yukarıdan talep yok feryatları. Ne kadar komik durumlara düştüğümüzden bu saçma trafik nedeniyle olacak ki haberimiz bile yok. Bir gerçek var ki o da ortada yani alt yapıdan kaçan kaçana. Veliler çocuklarını kurtarmanın telaşındalar. Buna karşılık yönetimden net cevap “ yetiştirme bedelini getirin istediğiniz yere kadar yolu var “Bunlar maalesef yaşanıyor da kimse ciddi bakmıyor. Oysa baştan da dediğimi gibi “ futbolcu tarlası”nın içine mi ettik acaba ? Futbolun tamamen içerisinde olanların şaşkınlıkla takip ettiği bu durum neden kaynaklandı bilemiyoruz, Onu da Allah uzun ömür verirse bizler torunlarımız anlatır artık. Ne diyelim, çok eskiden bu işin içerisinde birebir olan biri olarak ve olanları gördükçe içim acıyarak sesleniyorum kim hak ediyorsa binlerce yazıklar olsun…
