Nasıl Davranmalı?
Bu şehir 2015’in 27 Mayısı’ndan itibaren bu günleri bekledi. Geçen sene direkten dönen Sakaryaspor, bütün hırsıyla bu sezona hazırlandı. Gelin görün ki işler istediğimiz gibi gitmedi. Peki, sezon bitti mi? Şansımız hiç yok mu? Önümüzde beş maç bulunuyor ve biz kazandığımız sürece şansımız halen var. Üstelik bundan sonraki maçlarımızı içlerinde düşmesi kesinleşen Gaziosmanpaşasor da olmak üzere nispeten zayıf rakiplerle oynayacağız. Ben play-off için hala umutluyum.
Bu noktada hem yatıp kalkıp Aydın’ı istifaya davet eden Sakaryaspor taraftarına, hem de Sakaryaspor başkanına yakışmayacak demeçler veren Selahattin Aydın’a bir görev düşüyor: susmak! Son dakikaya kadar susmak ve sadece takıma destek olmak. Ben o stada hiçbir zaman futbolcumu yuhalamak, hocamdan hesap sormak için gitmedim. Her zaman onları alkışlamaya, onlara moral vermeye gittim. Bizim bu son beş haftada, şehirce bu tavra ihtiyacımız var. Henüz lig bitmedi.
Sakaryaspor’da ne kadar problem olursa olsun, biz bu Nisan ve Mayıs ayını bunları görmezden gelerek geçireceğiz ve sahaya odaklanacağız.
Unutmayalım ki 98 play-offlarına Sakaryaspor, grubunda son sıralardayken, son beş haftayı kazanarak katılmayı başarmıştı. Üstelik çıkış yakalayarak play-off’a kıl payı kalan bir takımın havası her zaman farklı olur. Bunu biz Eskişehir’de yaşadık.
Ne yönetimsel bazdaki sıkıntıları, ne teknik adam niteliğini, ne de futbolcu yetersizliğini konuşmanın zamanı şimdi. Şimdi önümüze çıkan bu beş haftalık yepyeni lige odaklanmalı. Bu iyimser havayı, umutlu bakışları şehrin semalarına çıkarmalı. Biliyorum bunca yaşanandan sonra kolay değil diri kalmak. Fakat başka bir şansımız var mı? Ya havluyu şimdiden atacağız ya da kendimize gelip Sakaryaspor’a yakışanı ortaya koyacağız.
Taraftar-yönetim-medya sacayakları bunu başarmadan Sakaryaspor kendine nasıl güvensin? O pas nasıl yerini bulsun? Biz bu tavrı yakalamadan, iyi sonuçlar umut etmeyelim.
2017’nin Mayısı’nı beklemeye kim razı?
