Bağımsız Sakaryaspor Hayal Değil
Geçtiğimiz sezon içerisinde belli aralıklarla kurumsallaşmanın elzem, en önemlisinin Sakaryaspor’un kendi ayakları üzerinde durabilmesi olduğunu, geçici sportif başarının bizleri kandırabileceğini yazdım. Sakaryaspor eski Başkanı Selahattin Aydın’ın asıl görevi bu takımı bir üst lige çıkartmaktan ziyade kulübü ‘’kendine getirmek’’tir,
dedim. Selahattin Aydın ise yapabileceklerinin bu kadar olduğunu ve sadece onlara sunulan hazır bir sermaye ile var olan süreci, doğal akışıyla yönetebileceklerini söyledi. Yine de hakkını yemeyelim, bu yönetimin kendi becerisiyle yaptığı bir kalıcı hamle oldu: Kanal 54 ile ortaklaşa ürettikleri Video Kombine Kart projesi. Bu projenin kapsamı mutlaka genişletilmeli ve esas olarak ‘’deplasman maçları’’ üzerinden bir video kombine kart yapılanması İsmail Gürses ve ekibi tarafından sağlanmalı.
Böylece çok daha fazla sayıda taraftara hem içerdeki maçlarda hem de dışarıdaki maçlarda bilet satılarak maddi ve manevi destek elde edilmiş olur. Sayın Gürses kongrede kurumsallaşma vurgusu yaptı, Rüstemler’den, stadyum işletmesinden, benzin istasyonlarından bahsetti ve Sakaryaspor taraftarını umutlandırdı. Ben de tam bu bağlamda geçen yıl Sayın Toçoğlu’nun bu kulübe her yıl 3 trilyon lazım demesi üzerine uzun bir kurumsallaşma yazısıyla, taslak projelerle bir bir bilinç oluşturmaya çalışmıştım. Aynı yazının Sayın Gürses ve ekibinde bir fikir kıvılcımı çakması umuduyla tekrar sunulması ihtiyacını gördüğümden o yazıyı bugün sizlerle bir kez daha paylaşmak istiyorum:
‘’Yazacaklarımız gökten zembille indirilmiş, kimsenin bilmediği mucizevî bilgiler değil. Başta Avrupa olmak üzere Amerika ve Uzak Doğu’da birçok spor kulübünün kendi başına ayakta kalabilmek adına ürettiği çareler.
Öncelikle Sakaryaspor’un temel sorunun sportif başarısızlık olmadığının altını çizelim. Sportif başarısızlık Sakaryaspor’un içinde bulunduğu şartların sonucu. Kulübün çektiği dert kurumsal kimlik yokluğu, özerk yapılanma beceresi gösterememe ve üretip kalıcı gelir elde etme yerine başkasına ait hazır bir sermayeden tüketme alışkanlığı olarak teorilendirilebilir.
Durum böyle olunca Sakaryaspor uzun yıllar elinde taşıdığı borç heybesini zamanla çuvala doldurup omzuna almak ve belli bir noktadan sonra da kocaman bir tırla taşımak zorunda kaldı. Ekonomik göstergelerde dip yapan kulüp (bunda üretmek adına hiçbir adım atmayan dönemin belediye başkanı ve aynı zamanda kulüp başkanı olan ismin payı büyük), haliyle ayakta kalmakta zorlandı ve özellikle son beş sezondur kendi kalibresinde, camianın beklentisi doğrultusunda kadrolar oluşturamamaya ve alt liglere doğru inişe başladı.
Bu ekonomik gösterge yanına, altyapıdan yetişen birçok oyuncunun A takımı kaldıramayacak düzeyde sahaya çıkması Sakaryaspor’un sıkıntısının sadece ekonomik olmadığını, bununla beraber altyapının da yeteri kadar verimli çalışma gösteremediğini ifşa etti.
Peki, neler yapılabilir? Bu manzarayı yıllarca seyretmekten gına gelmiş Sakarya şehri aynı tabloyu seyretmeye devam mı edecek?
Sakaryaspor’un ivedilikle muhtelif sektörlerde ilk etapta orta düzey, belini doğrulttuktan sonra da büyük düzey yatırımlar yapması gerekiyor. Ben bu sektörleri ulaşım, pazarlama, basın-yayın, arma gelirleri ve eğitim olarak beşe ayırıyorum. Şimdi bu sektörlere daha somut bir gözle bakalım:
Ulaşım: Her geçen gün şehrin nüfusu artıyor ve şehir coğrafi olarak yayılıyor. Böyle bir şehirde insanların en çok ihtiyaç duyacakları şey ulaşım şüphesiz. Sakaryaspor da kurum olarak böyle bir sektörü görmezlikten gelemez. Belediye, özel halk otobüsü, minibüs, dolmuş ve taksi hatlarından bu sektörün esnafını mağdur etmeyecek oranda Sakaryaspor kulübü hatlandırılmalı. Hem halka hizmet hem de ilginin sabit tutulabilmesi için fiyatlar ortalama tarifenin biraz altında tutulmalı. Bu araçlar özel giydirmeyle birkaç yüz metreden tanınacak bir halde yeşil-siyah ve Sakaryaspor amblemiyle tasarlanmalı.
Pazarlama: Tüm Türkiye’de büyük ilgiyle karşılanan, alt ve orta sınıf halkın vazgeçilmezi BİM ve A101 marketler zinciri modelinde Sakaryaspor marketleri mutlaka teşkilatlandırılmalı. Şehrin merkezi ve daraşmalık bölgelerine Sakaryaspor büfeleri konuşlandırılmalı. Bunlara ilaveten Esentepe, Hendek kampüsleri civarında, Sapanca sahil ve Adapazarı merkezde Sakaryaspor cafe ve restoranları hizmete sunulmalı. Bu sektörde nihai hedef Sapanca’da ve Adapazarı’nda beş yıldızlı Sakaryaspor otelleri olmalı. Bu yapılar da birkaç yüz metreden tanınacak şekilde yeşil-siyah ve Sakaryaspor amblemiyle tasarlanmalı.
Basın-Yayın: Uydudan yayın yapabilecek olan Sakaryaspor TV kurulmalı. Gerek tüm Türkiye’deki Sakaryalı işadamlarının ve esnafın vereceği reklamlarla gerekse seçim ve referandum dönemlerinde siyasi kuruluşların tanıtımlarıyla Sakaryaspor’a bir gelir kapısı daha açılmalı. Kulübün resmi internet sitesi çok daha kapsamlı ve çok daha iyi tasarlanmış bir şekilde hizmete sokularak buraya reklam alımı sağlanmalı. Aylık Sakaryaspor dergisi ve hem günlük hem de maç günlerine özel
Aylık Sakaryaspor dergisi ve hem günlük hem de maç günlerine özel Sakaryaspor gazetesi yayımlanmalı. Böylece Sakarya halkının takımına olan ilgisi diri tutulurken, bir yandan da bu yayınlara alınabilecek reklamlarla kulübün gelir kalemi artırılmalı.
Arma Gelirleri: Adapazarı ve Hendek ilçelerinde bir evin özellikle kumaş türünden ve hediyelik eşya açısından hemen her ihtiyacını karşılayabilecek genişlikte yelpazeye sahip Sakaryaspor mağazaları açılmalı. Başlıca hedef forma, atkı, polar ve eşofman olmakla birlikte asla bu ürünlerle yetinmemeli. Kulüp bu sektördeki işlerini herhangi bir aracı spor mağazasına devrederek gelir kaybına uğramamalı. Bu mağazalardaki ürünlerle donatılmış tırlar belli periyotlarla ilçeleri ve Türk nüfusunun ağırlıkta olduğu Avrupa ülkelerini dolaşarak ilçelerdeki ve gurbetteki Sakaryasporlular’un hem maddi hem manevi katkıları sağlanmalı.
Bu sektöre hâlihazırda var olan bilet ve kombine kart kalemlerini reklamının daha çarpıcı yapılması kaydıyla yazabiliriz. Aynı şekilde maç günleri tüm ilçelerin örgütlenmesi sağlanarak, kulübün tahsis edeceği araçlarla Sakaryaspor taraftarının Adapazarı’na ulaşımı sağlanmalı.
Eğitim Gelirleri: Her ilçede oluşturulacak çim ve suni çim sahalardan ve tesis binasından oluşacak komplekslerle buraya atanacak spor hocaları önderliğinde Sakaryalı gençlerin futbol haricindeki branşlar da mevcut olmak üzere eğitimi sağlanmalı. Bu adımdan sonra örgün eğitimde hizmet verecek özel Sakaryaspor okulöncesi, ilkokul, ortaokul ve lise eğitim kurumları oluşturulmalı. Bu yolla kulübün gelir haznesi genişletilirken, bir yandan da ahlaklı, Sakaryaspor bilincine vakıf, İstanbul dayatmacılığına boyun eğmeyecek nesiller hedeflenmeli.
Tüm bu yapılanmaların olmazsa olmazı işletilen kurumların düzenli denetime tabi tutulması ve elde edilen gelirlerin sabit aralıklarla kamuoyu ile paylaşılması olacaktır.’’
Kadir Korkut
