Adam daha ne yapsın

featured

Adam daha ne yapsın

Futbol konusunda çok fazla teknik bilgiye sahip olmadığımı ve bu nedenle çok fazla yazmadığımı daha önce de söylemiştim. Ama bu hafta durum pek te öyle değil. Zira sahada olanları görmemek için resmen tescilli belgeli kör olmak lazım. Kocaali Adapazarı maçından bahsediyorum. Maç iddialı olunca haliyle ilginin de büyük olması bekleniyordu ve öyle oldu. Kocaali ve Adapazarı’nın haricinde Karasu’dan ve diğer ilçelerden yaklaşık 800 kişi civarında taraftar vardı ki aynı gün il genelindeki maç sayısının çokluğu ve Bölgesel Lig maçlarını da hesaba katarsak yukarıda saydığım rakam gayet iyi bir rakam. Demek istediğim her şey iyiydi. Ancak sahada iyi olmayan tek bir unsur vardı o da orta hakem Erkan Engin.

Erkan Engin, maç sırasında öğrendiğim kadarıyla süper ligde, ikinci ligde falan maçlara çıkmış, amatör futbola göre gayet üst düzey bir hakemmiş. Maç iddialı olunca bilinçli olarak bu maça verildiğini düşündük. Kendi aramızda takibe aldık. Maçın başlarında gayet iyi gibi görünüyordu. Verdiği ilk birkaç karara bakarak kendi aramızda onu tebrik edercesine konuşmaya başladık. Hani çok nazar eden insan için ‘Maşşallah dediği üç gün yaşamıyor’ derler ya, bizimkisi de aynı o misal oldu. Biz adama iyi der demez Erkan Engin bombaları patlatmaya başladı. Hani üç beş karardaki doğruluğundan dolayı 4. dakikada yaşanan sakatlığa çok uzun süre müdahale etmemesini görmezden gelmiştik. Tedavi o kadar uzun sürdü ki futbolcular maçın başlamasını beklerken Kocaali’de olduklarını bile unuttular.

Her neyse duraklamadan sonra, sakatlığın hemen öncesinde ve erken gelen ilk golün verdiği öz güven ile oyunu eline alan Kocaalispor ilk dakikalarda öyle bir baskı kurdu ki Adapazarı adeta neye uğradığını şaşırdı. Adamların elleri ayaklarına dolaştı resmen. Dağa taşa top atmalar, kendi kalelerine şut çekmeler falan. Biz de bu baskının aynen bu şekilde devam edeceğini düşünüp galibiyet gelir ümidiyle deri bir nefes aldık. Ama unuttuğumuz bir şey vardı. Ve o unuttuğumuz şey maçı istediği gibi çevirebilecek biriydi. Hakem Erkan Engin.

Adam baktı ki Adapazarı mahvoluyor. Bir kanattan Doğancan diğer kanattan Ömer Faruk Adapazarı savunmasını resmen ipe diziyor. Adapazarı ceza sahasına komple kapanmış adım atacak mecali yok. Adapazarı yedek kulübesinden isyan sesleri yükseliyor. Dakika 20 olmuş Adapazarının daha Kocaali kalesine adam gibi şutu yok. Bu arada Erkan Engin’in tedirginliği o kadar net belli oluyor ki, düdük çalışındaki ses tonunu, düdüğün sesi bile adamın hangi pozisyona sevinip hangi pozisyona üzüldüğünü resmen belli ediyor. Kocaalispor’dan kimse kart görecek faul yapmıyor, hiç bir topçuyu atamıyor. Seyirci baskısı o biçim. Erkan üzgün. Kaldı ki Adapazarı’nın en az 5 tane net karlık pozisyonu var alayını es geçiyor. Erkan bakıyor ki durum kurtarılacak gibi değil. Hemen aklına süper bir fikir geliyor.

O sıra Kocaalispor yedek kulübesinin önünde Kocaalisporlu bir futbolcuya faul yapılıyor, Erkan hoca bunu da es geçiyor ve Kocaali kalesinde tehlike oluyor.

Bu arada bizim hoca Talip Toprak yıllardır futbolun içinde ve adam spor akademisi okuyor. Az çok faulün ne olduğunu biliyor. “Kaldı ki Talip Toprak, (Kocaalispor – Adapazarıspor maçını yöneten)Erkan Engin’e boş saatlerinde ücretsiz futbol kursu verebilecek kadar nitelikli bir insan. Belki’de Erkan Engin’in Talip Toprak kadar süper lig tecrübesi yoktur (araştırma gereği duymadım)”Es geçilen faulden dolayı da Erkan Hocaya ‘Yazıklar olsun hocam bu nasıl geçilir’ gibi bir şey söylüyor. Haahhh işte tam da o anda Erkan’ın istediği oluyor. Hakem Erkan, Talip Toprak’a ‘Sen fazla oldun, koşarak dışarıya çık’ gibi bir şey söyleyip Talip Toprak’ı sahadan atıyor. Adamın yüzünde bir gülümseme görseniz, 10 Milyon Lira miras kaldı sanırsınız. Kaldı ki Talip Toprak o takımın antrenörü. Hakemin şahsına küfür etmediği hakaret etmediği müddetçe elbette bağıracak çağıracak ses tonunu yükseltecek. Ama yok Erkan hakemse antrenörün çıtı çıkmayacak. Öyle bir havası var adamın.

 

Bu arada sonradan öğrendik ki Erkan Engin süper ligde bir maçta kale arkası hakemiymiş, bariz bir pozisyonda yanlış karar verdiği için ayağını kesmişler amatöre kadar düşmüş. Ama havası o biçim.

Her neyse Talip Toprak’ı sahadan atıp içini ve rakibi rahatlatan Erkan Engin’in verdiği her iki karardan biri isyana neden oluyor. Derken Kocaali kalesine şu atamayan Adapazarı 44. Dakikada bir köşe vuruşundan beraberlik golünü buluyor. Erkan’ın ekmeğine yağ bal ne varsa sürülüyor. Ama Kocaalispor güçlü. İşin peşini bırakır mı? Adapazarı’nı bunaltmaya devam ediyor. İlk yarının sonuna 5 dakika ilave veriyor hakem Erkan. Dakika 43 Ömer Faruk sol kanattan Adapazarı ceza sahasına orta yapıyor. Adapazarı’nın savunma oyuncusu topu koluyla bir güzel çevirip kornere atıyor. Erkan Engin korner diyor. Köşe vuruşu kullanılıyor ceza sahası içinde bir karambol. Oradan birisi ayak koyup topu boştaki Ömer Faruk’un önüne atarken araya bir el daha giriyor. Erkan yine görmüyor. Erkan durumdan o kadar tedirgin ki Adapazarlı topçuların yüzüne ‘Yahu siz ne yapıyorsunuz, böyle abuk subuk şeyler yapmayın. 1 dakika içinde iki tane net el var, zor bela görmezden geldik. Gözünüzü seveyim, az akıllı oynayın’ der gibi bir ifadeyle bakıyor. Öyle ya Erkan daha ne yapsın ki. Kocaali’nin bastığı zamanlarda oyunu gereksiz durdurup oyunu soğutmuş, rakibi rahatlatmış, Kocaalispor’un hocasını sahadan atmış, belki de haksız yere korner verip kaleye şutu olmayan takıma duran toptan gol attırmış. İlk yarının ortalarındaki net penaltıları, son dakikadaki iki tane elle net müdahale ve penaltıyı vermemiş. Yani bu adamın ilk yarıda Adapazarı için gidip Kocaali kalesine gol atmadığı kalmış. Hakkını yememek lazım…

Öyle veya böyle ilk yarı 1-1 bitiyor. Bu arada Adapazarı yönetimi durumdan gayet memnun. Öyle ki devre arası, yönetimden sarışın orta boylu biri saha dışında hakemi eleştiren Kocaalili vatandaşlara karşı Hakemi savunuyor falan yani. Hani gerekirse seninle dövüşürüm gibi diklenip, sahada alamayacaklarına inandıkları maçı gerginlik yaratıp hükmen almanın yollarını arıyor. Bunu da özelikle polislerin duyacağı şekilde onlara ithafen söylüyor ki, adam o kadar profesyonel algı operasyonu yapıyor, kusursuz. Durum aynen bu kadar.

İlk yarıdaki tepkiyi gören Erkan Engin ikinci yarıda kafasına göre biraz daha adaletli davranıyorum imajı vermeye çalışıyor. Ama yemezler. Kocaalispor’a kendi yarı alanında faul yapıldığı zaman öyle bir düdük sesi geliyor ki dersiniz sahanın ortasından tren geçiyor. Tehlikeli bir yerde olduğu zaman çaldığı düdüğü kale arkasından biz bile zor duyuyoruz. Derken Adapazarıspor’un orta saha oyuncusuymuş gibi maçı on numara götüren Erkan Engin, maçın sonlarına doğru Kocaalispor’un net bir penaltısını daha vermiyor. Net diyorum çünkü elimde pozisyonun fotoğrafı var. Sonuç itibari ile son dakikalarında soyunma odaları önünde bir gerginlik yaşansa da maç olaysız bir şekilde 1-1 bitiyor. Maç bitiminde Erkan Engin’in yüzünde gayet üzgün ‘Vay arkadaş yaaa… Bu maç nasıl böyle biter. Ama olsun, ya daha kötüsü olaydı’ ifadesi var. Net konuşuyorum çünkü elimde Erkan Engin’in sahadan çıkarken çekilmiş üç tane fotoğrafı var.

Ben şimdi bütün bunları niye yazdım? Siz yazıyı okurken ne demek istediğimiz gayet iyi çözdünüz aslında. O yüzden ben açık olarak yazmıyorum. Siz mevzuyu anlayın. Sadece amatör spor yönetimine ve hakeme, gazeteci ve vatandaş gözüyle tavsiyem var. İsterseniz bundan sonra şöyle yapalım. Önümüzdeki sezondan itibaren Ada Lobisi’nin istediği takım lige ilk sırada başlasın. Yense de yenilse de hep üç puan kazansın. Gruptan ve playoff’tan direk çıksın… Nasıl fikir sizce? Ben buldum. Sanıyorum yaş olarak benden birkaç yaş büyük Erkan Engin. Ona da bir kardeş tavsiyem var… Futbolu taraftar olarak az çok biliyor. Gitsin gönül verdiği bir kulüpte idareciliğe başlasın…

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Sakaryaspor ve Sakarya Amatör Futbol Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!