ŞAMPİYON OLMANIN ŞARTI
Sezon başından beri söylüyorum: Sakaryaspor’un en büyük sıkıntısı oyuncu karakterinin durağan ve yumuşak olması. Oyuncu kadromuz bu ligin gerektirdiği atletik ve çabuk bir yapıda değil. Hal böyle olunca, bu ligdeki genç, dinamik, orta sahadan tek pasla çabuk çıkış yapabilen takımlara karşı hep sıkıntı yaşıyoruz.
Son Payasspor maçında olduğu gibi. Payas ikinci yarının başlarında boş kaleye yakaladığı pozisyonları gole çevirseydi şu anda çok daha karamsar, çok daha umutsuz bir durumda olurduk. Rakibin kaçırdıklarıyla şampiyon olamazsınız.
Sakaryaspor’un bu ligdeki konumu ve oynadığı maçların profili Fenerbahçe-Krasnodar eşleşmesine çok benziyor. Bir yanda bol bol transfer yapmış ama buna rağmen durağanlığı, şişirme oyunu üzerinden atamamış kalburüstü bir Fenerbahçe, diğer tarafta daha genç, daha canlı ve hareketli bir oyun oynayan Krasnodar. Bu iki zıt karakterin eşleşmesinden günümüz futbolunda galip gelen dinamik taraftır.
Osman hocanın tecrübesine inanıyoruz ama oyuncu kadromuzun karakteri bu tecrübenin takım üzerindeki etkisini sınırlandırıyor.
Takımımız çok mu kötü? Onca para boşuna mı harcandı? Bunu söylemek doğru olmaz. Ancak elimizdeki kadronun fiziksel yönden bu ligdeki diğer takımlarla zıt karakterde olduğunu ve uzun maratonda bu ligden direkt çıkmamıza engel olacak sebebin hocanın değil bu mantalite farkının olacağını daha İsmail Cem Cambaz gönderilidiğinde yazmıştım.
Maalesef ara transfer döneminde yapılan katkılar Fatih Özçelik haricinde bu lig tarzına tam uyum gösterebilecek oyuncular değil. Fatih Özçelik’i bu ligde oynayan bir takımın özellikle ortasaha oyuncularının nasıl bir tempo, çabukluk ve sonuca giden bir özellikte olması gerektiğini somutlaştırması açısından önemsiyorum. Bence son yılların en iyi transferi.
Attığımız gollerin penaltı ve duran toplar olduğunu düşünürsek gol bulma sıkıntımızın henüz sonlanmadığını, bunun golcü mevkisindeki oyunculardan değil ortasaha pozisyonundaki sporcuların yukarıda özetlediğim oyun anlayışından kaynaklandığını söylemek mümkün.
Daha çabuk, daha dikine ve sonuca giden bir takım olmayı öğrenmemiz gerekiyor. Lider olmak ya da play-off’tan şampiyon olmak buna bağlı.
