KARASU’DA FUTBOL VE YAZI YAZMAK
Bir süredir gerek Karasu’dan gerekse Adapazarı’ndan Karasuspor başta olmak üzere spor sayfasına yazı yazmam konusunda istekler vardı. Son zamanlarda bu sıklaştı ve ben de 2-3 yıl aradan sonra en azından bu sezon-her hafta olmasa da- yazmaya karar verdim.
Peki, niçin bu istekler vardı? Bulunmaz hint kumaşı olduğumuzdan mı?
Hayır!
Kimsenin Karasuspor ile ilgili yazı yazmak istememesinden…
Küçük yerlerde, amatör takım için yazı yazmak çok zordur. Senin yazın mikroskopla incelenir, seni düşman belleyecek bir söz bulunmaya çalışılır. 999 tane takım ile ilgili olumlu , yapıcı şey yazarsın, bir tane de gördüğün eksikliği yazarsın, o bir tane göze batar, sana ‘muhalefet’ adını takarlar.
İki örnek vereyim:
Bir defasında Karasuspor basit bir takıma 5-1 yenilmişti ve ben de doğal olarak takımı eleştirmiştim. Ertesi hafta gazetelerde benim hakkımda ‘aleyhimize yazan…’ diye demeç çıkmıştı. Herhalde 5-1 ‘lik skor için ‘Aslında Barcelona gibi oynadık.’ Diye yazmak gerektiğini anladım o zamanlar!!!
Bir de Karasuspor’da hatırı sayılır para alıp takıma giremeyen, hiçbir katkısı olamayn bir futbolcu vardı. Ben bunu da kendine gelemsi lazım şeklinde eleştirmiştim. Beklenen oldu ve takımdan gönderildi ama bir süre sonra bu futbolcu ‘Benim oynayamamamın nedeni hakkımda kötü yazı yazdılar, ondan ….’ Diye konuşmaya başladı.
Bunu çoğu yönetici de bu şekilde düşünmüştür. Sanki sen gol atarsın da bir gazete yazısı bunu iptal eder!!!
Aslında yazdıklarının doğru olduğunu en iyi bilenler de onlardır. Ama futbolda her zaman bir düşmana ihtiyaç vardır. Kendini ifade etmek, daha fazla konuşmak, güç gösterisi yapmak için… Değil Karasu’da biz ülke genelinde aslında futbolu sevmiyoruz. Birbirimize hakaret etmek, birbirimizi kızdırmak, kendimizi deşarj etmek için futbol izleriz. Bu yüzden de dünyanın her yerinden izlediğimiz maçların yanında biz hala deplasman yasaklarını konuşuyoruz. Çünkü işimiz futbolla değil, birbirimizle…
Bir amatör takımın niye düşmanı olsun ki bir insan?
Hadi belli bir geliri olsa para için eleştirirsin. Biz de uzun yıllar yöneticilik yaptık. Ticari açıdan amatör takımla ilgilenmek akıllı bir iş değildir kesinlikle.
Hadi diyelim belli bir makama gelmek için takımın kötülüğünü istiyorsun!
Eğer Karasuspor’la ilgilenerek bir yerlere gelinseydi rahmetli Tuncay Püskül’ün bu ilçede belediye başkanı olması lazımdı!
Hasılı bu takımla ilgili kimsenin bir çıkarı olmaz. Boşuna düşman oluşturmaya kalkmayın.
Köşe yazılarını abartmamak gerekir. Bir amatör maçı beş yüz kişi izlerse beş yüz tane farklı yorum olur. Benimkisi de bu beş yüz taneden biridir. Kesin doğru değil bana göre olan doğrulardır. Hiç kimse katılmak zorunda değildir ve hiçbir maç bir köşe yazısıyla kazanılmaz ya da kaybedilmez. Abartmayın!
Bir de şu var: Her gördüğüne evet diyerek, yağcılık yaparak, birilerinin adamı olarak köşe yazmak da mümkün. Başın ağrımaz ama bu da bize uymadı hiçbir zaman.
İspatı mı?
Geçmişte yazdığım yazılardan gerek sporda gerekse genel konularda hep düşman kazandım. Hatta organize sanayi bölgesinin şehir içine yani şimdi olduğu yere yapılmasının cinayet olacağını yazdığım için resmi yazıyla ceza aldım. Ama şu açıdan rahatım: Yağcılık yapardı şeklinde anılmaktansa bu durum daha iyi!
Konu Karasuspor ama takımdan bahsetmediğimin farkındayım. Sezon başı olduğundan amatör takımlar hazır değil. Karasuspor da hazır değil. Ama sarı kırmızılı takımın tarihiyle ilgili az çok yazı yazan biri olarak şunu diyebilirim son olarak: Karasuspor tarihinin en kariyerli oyuncusunu bu sezon izleyeceğiz. 59 kez altyapılarda (u-21 dahil)milli, Fenerbahçe-Galatasaray kavgasına neden olmuş, sarı lacivertli takımda bir sezon oynamış ve Zeki Çakır’ın öğrencisi.
Ayrıntıları haftaya…
