Bayram değil, seyran değil..

Bayram değil, seyran değil..

Ne vizyona bakardım, ne karizmaya.. Sakaryaspor şampiyon olsa, beni kimse tutamazdı, kısmet..

Bayram kapıya dayandı, Sakaryaspor’da başkana adayları Cevat Ekşi ve İbrahim Şahin yaz uykusuna yattı, İbrahim Nalbant Mersin’de uyuya kaldı, kaçan şampiyonluğa rağmen ramazan ayı boyunca bir gün bile yazmaya ara vermeyen ben yaza yaza bayrama ulaştım..

Dün Oktay Sarı, Ersun Yanal’la fotoğrafını göndermiş, anlattıkları harika..

Seferihisar plaj kampında yediği içtiği Oktay’ın olsun, anlattıkları manşet..

Aslında bugün köşe yazmayacaktım, Düzceli başkan Selahattin Aydın uyandırdı..

Bugün basın toplantısı yapacakmış..

Aklıma ilk gelen; Aday olacak..

Aklıma ikinci gelen; şeffaflık isteyecek..

Bundan 4 ay önce istemişti de Sakaryaspor Başkanı İsmail Gürses çıldırmıştı..

“Ben maaş alan değil, maaş veren başkanım” demişti, Gürses prim topladı..

Selahattin Aydın aday olmaz canım, bir emekli maaşı var, kendi deyimi..

Aday olursa, Sakarya’ya söz, bende olacağım..

Olmaz canım..

Şeffaflık isteyecek..

Daha bir ay önce 3. Lig’de Düzcespor yönetimindeydi..

Play-Off finali oynadılar, Bayrampaşa yendi..

Sen şimdi kalk Düzcespor yönetiminden ayrıl, Sakaryaspor başkanlığına aday ol, yemezler..

Demezler mi; “Madem ki çok biliyorsun git memleketinin takımı Düzcespor’a başkan ol ve Düzcespor’u şampiyon yap, bizi bize bırak”

Hakikaten bırak ya Aydın..

Bayram değil, seyran değil, bu toplantı ne?

Oldu ki şeffaflık isteyeceksin..

Sana ne?

SANTRA HARİCİ

Mevsimleri bilmem de

Bazen bir insanı tanımak

Baharın başlangıcı olabiliyor